Hû kelimesi tarikat folklorunda çeşitli anlamlarda yaygın bir şekilde kullanılmıştır.
Meselâ dervişler birbirine hitap ve cevap amacıyla hû derler.
Tekkeye girmek isteyen kişi izin almak için "destur" der, içeriden "hû" sesi gelirse girebilir.
Tekke hayatında geniş bir uygulama alanı bulan gülbankler hû diye sona erer.
"Yâ hû, bu da geçer yâ hû, hoş gör yâ hû, haydan gelen hûya gider, illâ hû, edep yâ hû, hû çekmek" mutasavvıfların yanında halkın da çok sık kullandığı ifadelerdir.
Sûfîlere göre zikrin en faziletlisi Allah'ı bir şey isteme anlamı taşımayan bir ifadeyle anmaktır.
Bundan dolayı talep mânası taşımayan ve Allah'ın zâtî ismi olan hû en faziletli zikir telakki edilmiştir.
Hz. Ali'nin çok defa "yâ hû, yâ men hû, lâ ilâhe illâ hû" diye zikrettiği, kendisine bunun sebebi sorulduğunda "hû"nun ism-i a'zam olduğunu söylediği rivayet edilir.
İmam Gazzâlî de "lâ ilâhe illallah"ın avamın tevhidi, "lâ ilâhe illâ hû"nun havvasın tevhidi olduğunu söyler.
Allah hangi ismiyle zikrediliyorsa o ismin feyz ve tecellîleri istenir; meselâ kerîm ismiyle ihsan, şâfî ismiyle şifa umulur. Hû ismiyle yalnız O'nun zâtı istendiğinden bu ismin tecellisi kâmil bir keşiftir.
Sevdiklerinize ,çok özel bir hediye olabileceği gibi,evinize, iş yerinize de manevi değer katacaktır.